LOADING

Type to search

Kürt Açılımında Neredeyiz?

GB Geo-Blog

Kürt Açılımında Neredeyiz?

2009 yaz aylarından itibaren Türk siyasetinin başlıca konusu haline gelen ve gündemden düşmeyen Kürt açılımını cumhuriyet tarihinin çok partili hayata geçişten bu yana en önemli sivil girişimi olarak değerlendirebiliriz. “Kürt açılımı”, “demokratik açılım” ya da “Milli Birlik Projesi” olarak adlandırılan bu girişim esas itibariyle Türk kimliği ve Türklük tanımını kapsamlarını genişletmek üzere tartışmaya açmaktadır. Cumhuriyet bir ulus-devlet olarak kurulurken Türk vatandaşı olan Kürtlerin yoksulluk ve dışlanmışlığın yanı sıra etnik kimliklerinin de bilinçli olarak yok sayılması ve hatta zaman zaman inkar edilmesi gibi sebeplerle kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak hissettikleri artık üzerinde uzlaştığımız acı bir gerçektir. Kürt açılımı, uygulaması zamana yayılan sembolik jestler, ekonomik teşvik paketleri ve yasal düzenlemelerle bu mağduriyet hissini gidermeyi, ayrılıkçı silahlı hareketlerin önünü kesmeyi ve Kürt asıllı vatandaşların üniter cumhuriyete bağlılığını güçlendirmeyi amaçlıyordu. Şu ana kadar atılan adımlar arasında en önemlileri olarak TRT-Şeş adıyla Kürtçe kamusal yayın yapan bir televizyon kanalının kurulmasını, önceki yıllarda Türkçeleştirilmiş yer (köy, ilçe, il merkezi) adlarında Kürtçe asılların iadesi yönünde adımlar atılmasını ve PKK’nın silahlı eylemlerine katılmamış üyelerinin affedilmesini sayabiliriz.

Şu an gelinen nokta itibariyle Kürt açılımının çeşitli nedenlerle iktidarın önceliği olmaktan çıktığını görebiliyoruz. İktidar partisi AKP’nin ana muhalefet partisi CHP’yi açılım projesine katamaması bir siyasi ve toplumsal uzlaşma zeminini zaten imkansız kılmıştı. Daha sonra Habur sınır kapısında bir grup PKK üyesinin Türkiye’ye dönüşü sırasında yaşanan olaylar toplumsal muhalefeti arttırmış, meclisteki diğer muhalefet partisi MHP bütün gözlemcileri şaşırtan bir atakla bu muhalefeti keskinleştirerek kamuoyunda Kürt açılımına verilen desteği azaltmıştır. Yaklaşan genel seçimlerin ve cumhurbaşkanlığı seçiminin de etkisiyle AKP’nin bu projeyi ilk günlerdeki hevesle sahiplenmediği ortadadır. 2005 yılında Avrupa Birliği ile müzakerelere başlangıç tarihi alınmasından sonra AB projesi nasıl hükümetin gündeminde alt sıralara düştüyse, buna benzer bir ilgi kaybının Kürt açılımında da yaşandığını söyleyebiliriz.

The opinions expressed in this blog are personal and do not necessarily reflect the views of Global Brief or the Glendon School of Public and International Affairs.

Bu blogda dile getirilen görüşler kişiseldir ve Global Brief yahut Glendon School of Public and International Affairs’in görüşlerini yansıtmamaktadır.

Categories:
Tags:

Leave a Comment