İSMET İNÖNÜ VE TÜRK SAĞI
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsmet İnönü’yü Hitler’e benzetmesiyle başlayan tartışmayı, medya çalışmaları jargonundaki adıyla, yeni bir “spin” olarak değerlendirebiliriz. Başbakan’ın basın danışmanlarının gittikçe ustalaştığı gündem değiştirme manevralarının bu sonuncusunda Türk Sağı’nın günah keçisi haline gelen İsmet İnönü hakkında gene bildik sözleri duyacağız. Savaş dönemindeki iktisadi sıkıntılar, jandarma dipçiği, kapatılan Kuran kursları, satılan yahut depo olarak kullanılan camiler, medreseler. . . Esas itibariyle 1950’li yıllarda Demokrat Parti iktidarı döneminde oluşan bu imaj günümüze miras kaldığı gibi, Türk Sağı’na mensup aydınlar ve siyasetçiler için İsmet Paşa’yla tanışma, onu yakından tanıma ve anlama imkanlarını da ortadan kaldırmıştır.
Paşa’yı daha yakından tanıyabilmek için okuyacağımız detaylı bir biyografisinden hâlâ yoksunuz. Bu eksikliği bir parça olsun giderecek elimizdeki en önemli yayın ise Metin Heper’in ilk baskısı İngilizce olarak 1998 yılında yayınlanan, daha sonra Türkçe’ye de çevrilen eseridir. Heper’in biyografisi bir siyasi tarih çalışması değil, İnönü’nün siyasete bakışını, siyasi kültürünü ve çalışma tarzını anlatan önemli bir katkı olmuştur. Okunduğu zaman Paşa’nın sevenleri kadar yeminli düşmanlarını da şaşırtacak anekdotlar içeren kitap yakın tarihimizin en çok polemik konusu olan siyasetçilerinden birini ete kemiğe büründürmekte, uzaktaki lider İsmet Paşa’dan çok insan İsmet İnönü’yü tanıma fırsatı vermektedir. Kitaptaki en etkileyici kısımların Paşa’nın vazife ahlâkına ilişkin kısımlar olduğunu belirtmeliyim. Detaylar konusunda gösterdiği titizliği, herkesin sorumluluktan kaçındığı zor günlerde görev üstlenmekten imtina etmemesi, bir kısmı ilerde rakipleri de olacak hevesli genç partililere verdiği derslerle bir siyaset ekolü oluşturması gibi konuların üzerinde Heper, belki günümüzdeki siyasetçiler de okur ve bir hisse çıkarırlar diyerek, hassasiyetle duruyor.
The opinions expressed in this blog are personal and do not necessarily reflect the views of Global Brief or the Glendon School of Public and International Affairs.
Bu blogda dile getirilen görüşler kişiseldir ve Global Brief yahut Glendon School of Public and International Affairs’in görüşlerini yansıtmamaktadır.