LOADING

Type to search

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE KRİZ

GB Geo-Blog

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE KRİZ

1948 yılında İsrail kurulduğundan bu yana bu ülkeyle Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin seyrini belirleyen temel faktör İsrail ve Arap dünyası arasındaki barış görüşmelerinin tonudur. Arap-İsrail anlaşmazlığının hararetinin arttığı yıllarda Türkiye İsrail’le kurduğu diplomatik ilişkiyi hiç bir zaman kesmemekle alt seviyelere düşürmüş, barış opsiyonunun güçlendiği 1990’larda ise ilişki düzeyini hem arttırmış hem de ikili ilişkileri nerdeyse stratejik işbirliği boyutuna çıkarmıştır. Dolayısıyla, 2000 yılında İkinci İntifada’nın başlaması ile birlikte barış görüşmelerinin bir kez daha kesintiye uğramasının Türk-İsrail ilişkilerinde tatsız bir dönemi başlatması kaçınılmazdı. İktidarda AKP yerine CHP yahut başka bir parti olsaydı da ilişkilerin 1990’lardaki düzeyi yakalamasını bekleyemezdik.

Bununla birlikte meselenin tatsızlık boyutunu aşıp, 2008 Aralık ayından başlayarak sürekli kriz durumuna evrilmesinin özel bir takım koşullara bağlı olduğunu da söyleyebiliriz.Olmert Hükümeti’nin başlattığı Dökme Kurşun Operasyonu ve bu operasyonun sebep olduğu görülmemiş sayıdaki sivil kayıplar Türkiye’de çok güçlü bir tepkiye yol açtı. Tepkinin tonunun bu kadar sert olmasını birkaç faktörle açıklayabiliriz:

1. İsrail operasyonun o sırada Türkiye’de sürmekte olan İsrail-Suriye görüşmelerini kesintiye uğratması ve Türkiye’nin bölgesinde üstlenmek istediği kolaylaştırıcılık-arabuluculuk misyonunu zora sokması

2. ABD’de Beyaz Saray’ı devralacak Obama yönetiminin İsrail’e karşı bir önceki yönetim kadar yakın olmayacağının sinyallerinin gelmeye başlamış olması

3. İsviçre Dışişleri Bakanı’nın gözetiminde devam etmekte olan Türkiye-Ermenistan görüşmelerinde olumlu netice alınmasına yaklaşılması ve bunun Türkiye’nin Amerikan Kongresi’nde Yahudi Lobisinin desteğine duyulan ihtiyacı azaltacağına inanılması

4. Davos’ta yaşanan “One Minute” krizinin ardından Başbakan Erdoğan’ın basın ve halkla ilişkiler danışmanlarının İsrail’i açıktan eleştirmenin Türk kamuoyunda büyük siyasi getirisi olduğunu keşfetmeleri

5. İsrail’in bir önleyici saldırı ile İran’ın nükleer tesislerine saldırmasından ve bu yüzden arka bahçesinde devasa bir kaosla karşılaşmaktan çekinen Türkiye’nin İsrail üzerinde çok sert demeçlerle maksimum baskı oluşturmak istemesi

6. Türkiye’nin Suriye ile yakınlaşmasının Türkiye’nin İsrail’le 1990’larda kurduğu stratejik ilişkiyi sorgulamasına yol açması

7. Türkiye ile İsrail arasındaki stratejik ilişkinin motoru sayılabilecek Türk Genelkurmayı’nın özellikle 2009 yılından itibaren Ergenekon soruştırması sebebiyle Türk iç siyasetinde eski ağırlığını kaybetmesi

8. AKP üst yönetiminin de içinden çıktığı Saadet Partisi’ne bir lider değişikliği olması ve yeni liderin inisiyatifiyle pek çok Anadolu kentinde düzenlenen İsrail karşıtı mitinglerin AKP’yi de politikasını sertleştirmeye teşvik etmesi.

The opinions expressed in this blog are personal and do not necessarily reflect the views of Global Brief or the Glendon School of Public and International Affairs.

Bu blogda dile getirilen görüşler kişiseldir ve Global Brief yahut Glendon School of Public and International Affairs’in görüşlerini yansıtmamaktadır.

Categories:
Tags:

Leave a Comment