LOADING

Type to search

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİ BİR KRİZ DAHA KALDIRMAZ

GB Geo-Blog

TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİ BİR KRİZ DAHA KALDIRMAZ

2009 yılı başından itibaren Türk-İsrail ilişkilerinde iki büyük kriz yaşandı. Bunlardan birincisi Davos toplantılarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’i büyük bir gazeteci ve izleyici grubu önünde azarlaması ve ardından podyumu terketmesiyle başladı. İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Avi Mizrahi’nin Başbakan Erdoğan’ı şahsen hedef alan konuşmasıyla zirveye çıktı. Bütün diplomatik onarım çabalarına rağmen tansiyon düşürülemedi. 2009 yazında Türkiye’nin İsrail’i bir uluslararası askeri tatbikattan—Gazze operasyonunu gerekçe göstererek—dışlamasını İsrail şaşırtıcı bir şekilde itidalle karşıladı, ancak bu noktadan itibaren Türkiye’nin tutumunun geçici olmayacağı ve muhtemelen ağırlaşarak devam edeceği İsrail tarafınca not edildi. Son olarak, İsrail’in Türk devlet televizyonunda yayınlanan ve utanç verici anti-Semitik temalar içeren bir diziyi son derece haklı gerekçelerle protesto etmek istemesi, fakat bunu çok yakışıksız bir şekilde Türk Büyükelçisini aşağılayarak yapmaya kalkması son büyük krize sebep oldu.

İkili ilişkilerin son bir buçuk yıldır aldığı şekil endişe vericidir. Başlangıçta kontrol edilebilir düzeyde görünen kriz beklenmedik hasarlar vermiş, iki tarafın devlet adamları arasında güven kaybına yol açmıştır. Belki bundan da önemli olmak üzere, Türk ve İsrail toplumları arasında gerginlik yaşanmış, karşılıklı suçlamalar ve boykot talepleri ilk defa bu yoğunlukta duyulmuştur. 2009 yılından bu yana Türk tarafını özellikle şaşırtan husus, İsrail’in o ana kadar ikili ilişkilerde ne zaman gerginlik yaşansa takındığı anlayışlı ve alttan alan yaklaşımı bir kenara bırakıp, Türkiye’ye misliyle cevap vermeyi amaçlayan yeni bir tutum benimsemesi olmuştur. Son krizde karşılaştığımız, neredeyse irrasyonel görünen “alçak koltukta oturtma” hadisesi bunun tipik bir örneği olmuştur. Yaşanan son gelişmeler İsrail’in tavır değişikliğinin Türk tarafınca da anlaşıldığını göstermektedir. Komşularıyla sıfır anlaşmazlık prensibini dış politikasının merkezine oturtan AKP hükümeti, İsrail’le ikili ilişkilerin geldiği nokta konusunda son bir yıldır devam eden politikasını gözden geçireceğe benzemektedir. Bunun iki tarafın da yararına olacağı, gerginliğin daha da tırmandırılmaması gereği açıktır. Yeni bir büyük krizden ilişkileri tümden koparabileceği için elden geldiğince kaçınmak gerekiyor.

The opinions expressed in this blog are personal and do not necessarily reflect the views of Global Brief or the Glendon School of Public and International Affairs.

Bu blogda dile getirilen görüşler kişiseldir ve Global Brief yahut Glendon School of Public and International Affairs’in görüşlerini yansıtmamaktadır.

Categories:
Tags:

Leave a Comment